Farz ibadetler, kesin olarak yapılması ayetler tarafından ya da peygamber aracılığıyla emredilmiş olan ibadetlerdir. Bu ibadetleri yerine getirmek sevap kazandırır; ancak yapmamak günah işlenmesine neden olur. Farz ibadetlerin neler olduğuna geçmeden önce, farz kavramının ne anlama geldiğine değinmek önemlidir.

Farz, belli bir yaş itibariyle yapılması kesin hükümlerle belirlenmiş, yapmadığımız takdirde günah yazılan görevlerin her birine denir. Hanefi mezhebi dışında kalan mezheplerde vacip kavramı bulunmadığından dolayı vacip ile farz aynı anlamda kullanılmaktadır. Hanefilerde farz olarak görülen bazı ibadetler, diğer mezheplerin bazıları tarafından vacip ya da sünnet olarak kabul edilmektedir. Aynı şekilde diğer mezheplerde farz olarak kabul edilen bazı ibadetler Hanefilerde vacip olarak kabul edilebilir.

Farz ibadetlerin ilki Allah'ın birliğini ve Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi ve kulu olduğunu itiraf etmektir. Bunu içtenlikle söylemeye Kelime-i Şehadet denir. Şehadet getirirken şu sözler söylenir:

"Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasulüh."

Anlamı ise: "Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir."

Farz ibadetlerden ikincisi ve İslam'ın direği olarak nitelendirilen ibadet namazdır. Sorumluluk sahibi olacak yaşa gelmiş, akli dengesi yerinde olan her Müslüman bireye namaz kılmak farzdır. Günde beş vakit olmak üzere toplam 40 rekâttır. Namaz, Allah'ın her türlü nimetine karşı şükrün bir ifadesi olarak Allah'ın huzurunda secde etmektir.

Durumu olmayanların halinden anlamak ve Allah'ın verdiklerine şükretmek amacıyla tutulan Ramazan orucu, farz ibadetlerin üçüncüsüdür. Oruç, Kur'an-ı Kerim'in tabiri ile siyah iplik beyaz iplikten ayrılabilen vakitten, akşam ezanına kadar bir şeyler yiyip içmekten ve cinsel ilişkilerden uzak durmaktır. Kur'an-ı Kerim'de oruç hakkında şöyle buyrulmuştur: "Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılınmıştır. Umulur ki korunursunuz." Yine başka bir ayette: "Bir kimse, Ramazan ayının faziletlerine inanarak ve ödüllerini umut ederek oruç tutarsa geçmişteki günahları bağışlanır" buyrulmaktadır.

Farz ibadetlerden bir diğeri de hac ibadetidir. Hac, dini bakımdan zengin olan Müslüman bireylerin sorumlu olduğu bir ibadettir. Hac ibadeti, ihrama girmek, Arafat vakfesi ve Kabe'yi tavaf etmek suretiyle yapılır. Hem mal hem de bedenen yapılan bir ibadettir. Peygamberimizin bir hadisinde hac hakkında şöyle buyrulmuştur: "Her kim Allah aşkı için hacceder ve günah işlemezse annesinden doğduğu gibi tertemiz olur."

Farz ibadetlerin sonuncusu da zekâttır. Zekâtın sözlük anlamı arınmak, temizlenmek ve artmak manalarına gelmektedir. İslam dininde belirlenen ve nisap miktarı denilen ölçüye göre zengin sayılabilecek Müslüman bireylerin yapması gereken bir ibadettir. Zengin Müslümanlar, her yıl paralarının veya mallarının kırkta birini yoksul bireylere vererek zekât ibadetlerini yerine getirirler. İslam inancına göre zenginlerin vermesi gereken mal ve para, aslında yoksul kişilerin hakkıdır. Kur'an-ı Kerim'de zekât ibadeti hakkında şöyle buyrulmuştur: "Namazınızı kılın, zekâtınızı verin. Kendiniz için yaptığınız her şeyi Allah'ın katında göreceksiniz. Şüphesiz ki Allah yaptığınız her şeyi eksiksiz görür."